sevdam yıldızlar 6.bölüm
6. BÖLÜM
ÖZET
Tuncay, Teknoloji ve astronomi Üniversitesinde okumaktadır. Okulun futbol turnuvasında Tuncay, kazayla rakip takım kaptanı Faruk’un ayağının kırılmasına sebep olur. Tuncay,Faruk’u ziyarete giderken kaza geçirir. Görevliler önce arabada kimsenin olmadığını söylerler ama aslında iş bildikleri gibi değildir. Kaza sonrasında gelecekten iki çocuk gelerek onları 2470 yılına götürür. Orada hepsi de anlarlar ki; aslında normal hayatlarında böyle bir kaza yoktur. Bu kazanın sebebi, yine gelecekten gelerek intikam almak isteyen Faruk’tur. Orada tedavileri yapılır. Bir süre sonra kaza yerine yani arabanın içine geri dönerler. Bir anda yaralıların ortaya çıkması herkesi şaşırtır. Hastanede yapılan incelemeye göre, üçünün de mükemmel operasyonlar geçirmiş olduğu anlaşılır. Bu durum herkesi şoka sokar. Hele Selçuk’un anlattığı rüya, Murat’ı iyice şoka sokar. Kazadan altı ay sonra Tuncay ve arkadaşları okullarını en iyi derece ile bitirmişler. Okulda, öğretim görevlisi olmak için teklif almışlardır. Tuncay, arkadaşları ile bir araya gelerek uzay gemisi projesini anlatır ve arkadaşları tarafından da onay alır. Yapılan görüşme sonucunda geminin adının UMUT 1 olmasına karar verilmiştir.
6.BÖLÜM
Tuncay:
__ Arkadaşlar projeyi tamamladık okul konseyinden onayda çıktı. Şimdi projeyi Türkiye Bilim Kuruluna sunmaya geldi. Sabah yetiştirebilirsek 15.00 daki toplantıya yetiştirebiliriz dedi. İçeride “Umut 1, Umut 1 “diye alkış sesleri yükseldi. Çiğdem :
__ Memleket için, dünyamız için hayırlı olsun dedi. Esat:
__ Onayı alırsak her şeyin çok güzel olacağına inanıyorum diye karşılık verdi. Yeşim:
__ Arkadaşlar şimdi evlerimize gidelim. Yarın projeyi Murat ile Tuncay götürünce bize haber versinler ki bilelim toplantıya yetişecek mi? yetişmeyecek mi? dedi. Tuncay:
__ Elbette haber vereceğiz ama ben zannetmiyorum yarınki toplantıya yetiştirsinler diye karşılık verdi. Murat:
__ Neyse yetişir ya da yetişmez yarın belli olur ben gidiyorum arkadaşlar çıkmak isteyenler varsa götürebilirim dedi. Çiğdem hemen atıldı “aman sen git ben gerekirse yürüyerek de giderim “diye Murat:
__ Kendin bilirsin yürü o zaman diye takıldı. Esat:
__ Ben gelirim Murat dedi. Elif:
__ Ben Yeşim ile birlikte gideceğim sağ ol dedi. Tuncay:
__ Çiğdem istersen sen de git bu saatte araç bulamayabilirsin dedi. Çiğdem:
__Bilmem ki diyebildi. Murat:
__Kızım naz edip durma geleceksen gel dedi. Çiğdem :
__ E geleyim bari çok ısrar ettin dedi. Bunun üzerine gülüştüler. Murat:
__Arkadaşlar iyi geceler dedi. Esat’ta “iyi akşamlar “dedi. Çiğdem’de “iyi geceler “dedi. Yeşim:,
__ Size de iyi geceler dedi sonra Elif ‘ e dönerek “Elif bizde çıkalım “dedi. Elif “Evet geç oldu çıkalım “diye karşılık verdi. Tuncay:
__ Hepinizi de iyi geceler ben de az sonra çıkarım biraz işlerim var dedi. Hepsi de çıkmıştı. Tuncay kendi kendine “Ah şu yarın bir geçse idi “diye mırıldandı.
Ertesi gün
Murat telefonun tuşlarına acele ile bastı. Sonra “Elif arkadaşlara haber ver kurul projeyi bugün görüşecek, yalnız Tuncay hala gelmedi nerede biliyor musun ?” diye sordu. “………..” “Tamam ben sizleri bekliyorum Tuncay’a da ulaşmaya bak hadi görüşürüz “diyerek telefonu kapattı. Sonra “Allah Allah nerede bu ya neden gelmedi, neden bir haber vermedi, başına bir iş mi geldi yoksa “ diye mırıldandı. “Saatte geçmek bilmiyor “dedi kendi kendine… Bu esnada Yeşim ile Elif geldi. Murat:
__Çabuk geldiniz dedi. Elif:
__ Diğer arkadaşları da aradım onlarda gelir az sonra Yeşim’e haber verince beraber geldik dedi. Murat:
__ Tuncay, Tuncay nerede imiş? diye sordu. Elif:
__ Aslı ile Selçuk’un okullarına gitmiş toplantı varmış da yetişir herhalde diye karşılık verdi. Murat:
__ Kurul da az sonra açıklayacak kararını yetişemez herhalde dedi. Bu esnada kurul kapısı açıldı. İçeriden çıkan biri : “Tuncay Zafer “diye seslendi. Murat:
__ Pardon efendim Tuncay henüz gelmedi. Ben gelebilir miyim? diye sordu. İçeriden çıkan şahıs:
__ Sen kimsin? Projeyle ilgin var mı? diye sordu. Murat :
__ İsmim Murat Demir, proje sahiplerindenim benim hatta diğer arkadaşlarında ismi geçiyor diye yanıt verdi. Adam:
__ Bu projedeki görevin ne ? diye sordu. Murat:
__ Astronomi görevlisiyim efendim diye karşılık verdi. Adam :
__ Geç bakalım içeriye dedi. İçeriye girerken Adam “ Bu projenin fikri kimden çıktı? “diye sordu. Murat “Tuncay’dan efendim “diye yanıtladı. Adam “Ben profesör Sedat Salıncak evlat, diğeri Yaşar Pekcanlı, şu karşıdaki Mehmet Altuntaş, Şu ise Nazan Sızmaz “Murat “Memnun oldum efendim “dedi. Prof. Nazan:
__ Proje mükemmel, kaynağına kadar her şey düşünülmüş aferin size dedi. Murat:
__ Teşekkürler, yani onay veriyor musunuz diyebildi heyecanla; Prof. Nazan :
__ Eve, yalnız çok zor bir proje, en ufak bir hata sizinde yolcularında hayatına mal olabilir dedi. Murat:
__ Haklısınız efendim diye karşılık verdi. Prof. Nazan :
__ Size kolay gelsin delikanlı dedi. Murat :
__Teşekkür ederim diyerek diğer kurul üyeleriyle de el sıkışarak dışarı çıktı. Yeşim:
__ Tamam mı tamam mı? Murat diye sordu. Bu esnada kapıdan Çiğdem ile Esat girdi. Murat:
__Arkadaşlar da geldi dedi. Esat:
__Merhaba geciktik mi? diye sordu. Yeşim:
__ Hayır, Murat yeni çıktı diye karşılık verdi. Çiğdem “Ee sonuç “dedi. Murat:
__Başardık, başardık arkadaşlar proje onaylandı dedi. Çiğdem ve Yeşim sevinçten çığlık attılar. Bu esnada Tuncay geldi. Yanında Aslı ve Selçuk’ta vardı. Tuncay heyecanla:
__ Murat karar çıktı mı? diye sordu. Murat:
__ Evet başardık dostum başardık diye karşılık verdi. Tuncay heyecandan ne yapacağını şaşırmıştı. “Dostum dostum başardık “diye Murat’a sarıldı. Murat:
__ Sen nerelerdeydin? diye sordu. Tuncay:
__ Çocukların okuluna gittim veli toplantısı varmış da diye yanıtladı. Murat :
__ Var mı bir yaramazlık? diye sordu. Tuncay:
__ Olmaz mı ! ikisi de tembel bunların dedi. Aslı:
__ Dayı olamaz öyle şey benim derslerim mükemmel diye araya girdi. Selçuk:
__ Benim ki de dedi bağırarak; Tuncay:
__ Siz öyle zannedin sizin kulaklarınızı çekeceğim özelliklede Selçuk senin dedi. Selçuk:
__ Dayı sana inanmıyorum ben çalışkanım öğretmenim seni kandırmış ya da sen bizi kandırıyorsun dedi. Murat:
__Hadi hadi dayınız size şaka yapıyor, aferin size hep böyle olun dedi. Selçuk:
__ Ben, orta doğu ve balkanların ve Avrupa’nın ve dünyanın ve hatta… Murat, Selçuk’un ensesinden hafiften vurarak “Tamam çocuk yeter artık “dedi. Esat:
__ Tuncay Başbakanlığa gidecek misin? diye sordu. Tuncay:
__ Evet acele edelim diye yanıt verdi. Çiğdem :
__ Bizde gelelim dedi. Murat:
__ Senin ne işin var, eve gidin de bir şeyler hazırlayın dedi. Çiğdem :
__ Yok ya! daha neler diye bağırdı. Tuncay:
__ Arkadaşlar lütfen tartışmayalım hep beraber gideriz diye uyardı. Yeşim:
__ O zaman acele edelim dedi. Tuncay, Yeşim ve Elif, Murat’ın arabasına; Esat, Aslı ve Selçuk, Yeşim’in arabasına bindiler. Yeşim:
__ Başbakanlığın önünde buluşalım dedi. Tuncay:
__ Tamam orada görüşürüz dedi. Arabaların ikisi de hareket etti. Murat:
__Acele ediyorsunuz da randevu almadık ki dedi. Tuncay:
__ Yanılıyorsun dostum böyle olabileceğini düşünerek daha önceden saat 14.30 a randevu almıştım diye karşılık verdi. Murat:
__ Sen bir harikasın dostum dedi. Tuncay:
__ Sağ ol dostum diyerek gülümsedi. Çiğdem:
__ Şunlara bak kendi kendilerine iltifat edip duruyorlar diye takıldı. Murat:
__ N e o kıskandın mı? diye sordu. Çiğdem :
__ Aman canım ne kıskanacağım diye kızdı. Elif:
__ Kızım onlara laf yetişmez ikisi de birbirlerinden beter bunların dedi. Çiğdem:
__ Haklısın valla diye karşılık verdi. Murat:
__ Ha şöyle yola gelin dedi. Bir süre sonra Başbakanlığın önüne geldiler. Tuncay:
__ Arkadaşlar siz burada bekleyin beni dedi. Murat:
__ Sabırsızlıkla bekliyoruz dostum diye karşılık verdi. Tuncay, elindeki büyükçe dosya ile başbakanlığın kapısından içeri girdi. Sekretere doğru yaklaştı. Sonra:
__ Merhaba, ben başbakanla görüşecektim dedi. Sekreter:
__ Randevunuz var mı? diye sordu. Tuncay “evet “ diye yanıt verdi. Sekreter “lütfen bekleyin “diyerek randevu listesine baktı. “İsim ne? “diye sordu. Tuncay “Tuncay Zafer “diye karşılık verdi. Sekreter listeye tekrar bakarak “Hımm evet saat 14.30 “dedi. Sonra telefonu alıp bir tuşuna bastı. “ Efendim Tuncay Zafer geldi “dedi. Sonra Tuncay’a dönerek “Buyurun beyefendi sayın başbakan sizi bekliyor “diyerek kapıyı gösterdi. Tuncay “ Teşekkür ederim “diyerek kapıya doğru yürüdü. Kapıyı vurdu. Biraz bekledikten sonra içeriye girdi. Başbakan “Gel bakalım delikanlı otur bakalım şöyle “diyerek karşısında ki koltuğu gösterdi. Tuncay “ Teşekkür ederim “dedi. Başbakan “Evet söyle bakalım nedir konu? “diye sordu. Tuncay:
__ Efendim, yaklaşık üç senedir bir proje için çalışıyoruz nihayet projeyi tamamladık ve okulumuz Bilim Konseyi ile Türkiye Bilim Kurulundan da onayı aldık şimdi proje için devletimizin desteğini bekliyoruz. Siz de onay verirseniz çalışmalara başlayacağız. Diğer devletlerle ilgili konuların takibini siz yaparsanız işin büyük bir bölümünden kurtuluruz. İşin Şirketlerle ilgili kısmını ve reklam konularının takibini biz yaparız dedi. Başbakan:
__ Bana projeyi daha önceden gönderdiğin iyi oldu. Genişçe inceleyip, incelettim bu işi bitirirsek Türkiye dünyada bir numara olur dedi. Tuncay:
__ Hiç merak etmeyin bir aksilik çıkmayacak diye karşılık verdi. Başbakan:
__ Zaten maddi olarak her şeyi çözmüşe benziyorsunuz yine de maddi manevi devletimiz size her türlü imkanı sağlayacaktır. Bu konuda hiç sıkıntınız olmasın dedi. Tuncay :
__ Teşekkür ederim diye karşılık verdi. Başbakan:
__ O zaman size iyi çalışmalar diyerek ayağa kalktı. Tuncay’da ayağa kalktı. Başbakanla tokalaştılar. Tuncay tekrar teşekkür ederek dışarı çıktı. Çocuk gibi sevinen Tuncay birden “Yaşasın “diyerek bağırdı. Sekreter “Sakin olun bey efendi “diye uyardı .Başbakan merakla dışarı çıktı. Tuncay’ı görünce tebessüm ederek “Hay Allah sen miydin “dedi. Tuncay “Pardon efendim “dedi. Başbakan:
__ Gençlik ah gençlik! İşte bu heyecan, bu çalışma bu devleti ilelebet yaşatacaktır. Aferin size diye omzuna dokundu. Sonra “Hadi işin rast gelsin evlat “dedi. Tuncay “Sağ olun “efendim diyerek merdivenlerden indi. Aşağıda Tuncay’ı arkadaşları merakla bekliyordu. Murat “Ne yaptı acaba “diye mırıldandı. Esat “Sanırım olur, Bilim Kurulu onayı verdi nasıl olsa “dedi. Tuncay başı eğik üzüntülü bir şekilde yaklaştı. Elif :
__ Ne oldu Tuncay bir sorun mu var? diye sordu. Tuncay:
__ Çocuklar bu iş olmuyor, başbakan böyle saçma şeylere para harcayacak durumda değiliz. Hiç bir devlet ve şirket buna itibar etmez. Dünya daha bu teknolojiye ulaşmadı diyerek beni azarladı. Üstelik bana bilim dersi verdi. Neymiş Marsa bile daha yeni gidilmiş falan da falan… Murat:
__ Yahu bu ne demek, illa başka ülkelere mi gidip projemizi satalım. Memleket bırak memleketi dünya bu proje ile çağ atlar ama bunu anlayacak olan var mı? diye sinirlendi. Yeşim’in gözlerinden iki damla yaş geldi. “ Bu imkansız ya onca emek boşa mı gidecek “dedi. Tuncay bir anda “Heyy şaka yaptım be şaka başardık proje onaylandı. “dedi. Esat:
__ Ben şimdi senin gırtlağını sıkayım da gör şaka nasıl olur “diyerek Tuncay’ın üzerine atladı. Diğerleri de hep birlikte Tuncay’ın üstüne atıldılar. Tuncay “ Bırakın, bırakın çocuklar “diye haykırıyordu. Hep birlikte “Demek şaka ha! Al sana şaka “diye bağırıyorlardı. Sonra hep birlikte gülüşmeye başladılar. Elif:
__ Eee artık akşam yemeğini hak ettik dedi. Çiğdem:
__ Evet hadi bakalım beyler bir akşam yemeği ısmarlayın da centilmenliğinizi görelim kaç aydır size biz bakıyoruz dedi. Murat:
__ Tamam gidelim, gidelim de az yiyin sonra kilo alırsınız karışmam diye takıldı. Çiğdem:
__ Çok komik diye surat astı. Murat:
__ Canım neden bozuldun kimse sana kilolusun demedi ki, kilolusun demedi ki, kilo alırsın dedim diyerek Çiğdem’in damarına basmaya devam etti. Yeşim “Murat sus artık “diyerek uyardı. Murat “peki peki “dedi.
İki Hafta sonra:
Tuncay:
__ Arkadaşlar çalışmalar nasıl gidiyor ?diye sordu. Esat:
__ Gayet iyi, bütün devletlerden projeye inanılmaz destek var, aynı zamanda yurt içi ve yurt dışı şirketlerden de şimdiden reklam alındı. Bununla birlikte gemi yapımında yer alan firmaların bir kısmı reklam amaçlı olarak malzeme ve teknik eleman ihtiyacını karşılarken bir kısmı da ödemelerde büyük kolaylıklar sağlıyor. ABD, Fransa, Japonya, Kore ve diğer ülkelerden gelen mühendis arkadaşlar da çok yardımcı oluyorlar. Tuncay:
__ Bu iş umduğumuzdan da kolay olacak dedi. Esat “Haklısın Tuncay “diyerek onayladı. Yeşim:
__ Çalışmalar hızla gidiyor harika bir şey bu… Devletimizde olası tehlikelere karşı önlemlerini aldı dedi. Tuncay:
__ Bu gemi dünyada birliği, dayanışmayı; kısaca barışı sağlayacak dedi. Murat:
__ Barışı istemeyenler olabilir onun içindir ki çalışan personel ve gemiye alınacak yolcularda çok dikkatli olmalıyız dedi. Yeşim:
__ Haklısın Murat, bence personel ve yolcu seçiminde özenli bir araştırma yapılaması gerekir dedi. Esat:
__ Kaç yolcu alınacak? diye sordu. Tuncay:
__ Bu sayı aslında yaklaşık belli; doktor, hemşire, öğretmen, teknisyen, mühendis, özel pilot, kimyager, fizik uzmanı, veteriner, yani gerekli meslek dallarından önce personel ihtiyacını alacağız gemiye bu da yaklaşık 2500 kişi , diğerleri değişik ülkelerden değişik kültürlerden yolcular olacak bu da yaklaşık 17000 kişi; bu yolcuların 10000 kadarı ücretli olacak geri kalanı ise kura usulü seçilecek, elbette her kuradan çıkan alınmayacak gerekli araştırmalar yapılacak dedi. Selçuk:
__ Ne yani biz gelemeyecek miyiz? diye sordu. Tuncay:
__ E herhalde, ben Sensiz gideceğim, senden kurtulacağım diye takıldı. Selçuk:
__ İyi git canım diye sitem etti. Tuncay, Selçuk’un yanına yaklaştı ve “Hiç seni bırakır mıyım “dedi. Selçuk sevinçten uçacaktı. “Canım dayıcığım “diye Tuncay’ın boynuna atladı. Tuncay:
__ İyi iyi bırak şimdi sulanmayı bak çalışıyoruz dedi. Aslı:
__ Dayı çok büyük bir hata yapıyorsun bu ufaklık gelirse onca insana, gemiye, projeye yazık olur dedi. Selçuk:
__ Gelirsem görürsün diye uyardı. Aslı:
__ Gel bakalım ufaklık sana fazla yüz verdim herhalde ablalığımı unuturum yolarım saçını başını dedi. Selçuk:
__ İşte şimdi beni kimse tutamaz diye ablasının üstüne atıldı. Bu esnada Tuncay Selçuk’un ensesinden yakalayıp kenara çekti. Sonra:
__ Heyy ufaklık ne yapıyorsun ablan sana şaka yapıyor dedi. Selçuk:
__ Yapmasın ya! Yapmasın işte dedi. Tuncay, Aslı’ya dönerek:
__ Kızım uyma şu çocuğa diye uyardı. Aslı:
__ İyi aman dayı ne dedim sanki diye sitem etti. Tuncay.
__ Çocuklar bu kadar işin arasında birde sizinle uğraşamam ikinize de ceza eve gidin ve ben affedene kadar da evden dışarı çıkmayın diye kızdı. Aslı, Selçuk’a dönerek :
__ Beğendin mi yaptığını diye çattı. Tuncay:
__ Evet hadi bakalım marş marş diyerek kapıyı gösterdi. Sonra “Bu çocuklar öldürecek beni “diye mırıldandı. Esat:
__ Takma kafana çocuktur dedi. Tuncay “öyle “diye karşılık verdi. Murat:
__ Bu sayı çok değil mi? bir miktarı bence azaltmalıyız dedi. Tuncay:
__ Hayır bu sayının yarısı çocuk, diğer yarısı ise 18-30 yaş arası olacak, yüzde beşi ise 30 yaş üzeri olacak ; bu standartlara geminin geleceğini dikkate alarak uymalıyız. Mümkünse çocuklar aileleri ile birlikte alınmalı diye karşılık verdi. Murat:
__ Desene daha işimiz çok dedi. Tuncay:
__ Bu gemi 2173, 29 Ekime yetişmek zorunda, Türkiye’nin 250. kuruluş yıldönümünde muhteşem bir çığır açacağız ve Atatürk’ün hedeflediği çağdaş medeniyetlerin seviyesini aşacağız. Murat:
__ Harikasın, bütün çalışmalar hızlanacak ve 29 Ekim 2173 yılına yetişecek Umut 1, merak etme… Umut 1 Türkiye’mizin ve Dünyanın umudu olacak dedi.
6.BÖLÜMÜN SONU