sevdam yıldızlar 4.bölüm
4.BÖLÜM
Özet
Tuncay, arkadaşları ile birlikte Teknoloji ve astronomi Üniversitesinde okumaktadırlar. Okulun fut-bol turnuvasında Tuncay, ikili mücadelede rakip takım kaptanı Faruk’un ayağının kırılmasına sebep olur. Tuncay ikinci yarıya çıkmayarak Faruk’u hastaneye ziyarete giderken Aslı ve Selçuk’unda bulunduğu a-rabaları kaza geçirir, araba paramparça olmuştur. Gelen itfaiyeciler önce arabada kimsenin olmadığını el-lerindeki cihaza bakarak söylerler ama aslında iş bildikleri gibi değildir. Kaza sonrasında gelecekten iki çocuk gelerek onları 2470 yılına götürürler. Orada hepsi de anlarlar ki aslında normal hayatlarında böyle bir kaza yoktur, bu kazanın sebebi yine gelecekten gelerek intikam almak isteyen Faruk’tur. Orada tedavi-leri yapılır. Tuncay, çocukları ile tanışır, eşinin Elif olduğunu ve doğum esnasında öldüğünü de öğrenir ne var ki bütün bunları 2169 yılına dönünce unutacaklardır. Vedalaşırlar ve kaza yerine yani arabanın içine geri dönerler. Bir anda yaralıların ortaya çıkması herkesi şaşırtır. Ortalık kan gölü olmasına rağmen tek bir kanama olmaması, nabızlarının normal olması ve kırık çıkıklarının da olmaması şaşırtıcıdır. Şaşırtıcı olan yalnızca bunlar değildir elbette…
4. BÖLÜM
Doktor hayretle:
__ Baksanıza alnına diye işaret etti. Hemşire “ Bakıyorum ne var ki ? “diye sordu. Doktor “Şu ize bakın sizce ne olabilir?” dedi. Hemşire gayet sakin bir tavırla “ Ameliyat izi, ne var ki bunda “ diye karşılık verdi. Doktor “ Olur mu ne var, bu ameliyat izi henüz yeni “ dedi. Hemşire “ Belki bir iki hafta önce ameliyat olmuştur “dedi. Doktor “ Bu teknolojiyi uygulayan bir tek hastane var o dahi bu kadar gelişmiş değil, üstelik bu hastane dünyanın öbür ucunda “dedi. Hemşire “ Demek ki o hastaneye gitmiş ya da başka bir hastane bulmuş sizin bilmediğiniz, olamaz mı yani?” diye karşılık verdi. Doktor “ Neyse öğreniriz” dedi. Sonra “İyi ki bu ambulansla gelmişiz, yaralıların üçünü de alabildik” dedi. Hemşire “evet “diye yanıt verdi. Doktor “ çocuk uyanıyor “diye işaret etti. Sonra çocuğa dönerek “merhaba nasıl hissediyorsun kendini? “diye sordu. Selçuk: “iyi, iyi, iyiyim ben “diyebildi. Zor konuşuyordu. Bu esnada Aslı’da uyandı. Selçuk’ u görünce “Selçuk iyi misin “diye sordu. Selçuk “evet iyiyim abla “diye karşılık verdi. Sonra doktora dönerek “ Dayım, dayım nasıl doktor amca “ diye sordu. Doktor “iyi, O’da iyi yavrum, demek dayın öyle mi? “dedi. Selçuk “Evet doktor amca “diye cevap verdi. Doktor “ Hatırlıyor musun? Dayın hiç ameliyat oldu mu?” diye sordu. Selçuk “ Yoo bildiğim kadarı ile olmadı “ diye yanıt verdi. Bu esnada Tuncay’da gözlerini açtı. Tuncay yorgun bir şekilde “Neredeyim ben? “diye sordu. Doktor “ Ambulans dasın, korkacak bir şey yok “ diye karşılık verdi. Tuncay “ Ne oldu bana? “ diye sordu. Doktor :
__ Bir kaza geçirdin, nasıl hissediyorsun kendini dedi. Tuncay :
__ İyiyim, biraz başım ağrıyor diye yanıt verdi. Doktor :
__ Delikanlı söyler misin yakın bir zamanda beyin ameliyatı oldun mu? diye sordu. Tuncay:
__ Hayır doktor diye karşılık verdi. Doktor şaşkınlıkla :
__ Yani sen hiç beyin ameliyatı olmadın mı ? dedi. Tuncay tekrar “hayır “diye yanıt verdi. Doktor “İnanılmaz “ diye hayretini bildirdi. Bu arada hemşire araya girerek “ Doktor bey, belki kazanın etkisiyle hatırlamayabilir “dedi. Doktor “evet olabilir “diye karşılık verdi. Bu esnada ambulans hastaneye gelmişti. Doktor “acele edin “diye seslendi. Görevliler hızla hepsini de indirip, yoğun bakım odasına getirdiler .Doktor “Yaralıların genel durumuna bakalım lütfen “diye uyardı. Hemşire Tuncay’ın yanına geldi bir takım işlemler yaptıktan sonra :
__ Nabız normal,iç ya da dış kanama belirtisi yok “dedi. Sonra aynı işlemi Selçuk ve Aslı ‘ya da uyguladı. Tekrar doktora dönerek “çocukların durumu da normal doktor bey “dedi .Doktor iyice şaşırmıştı. “Hayret ya! o arabadan nasıl sağlam çıkılır anlamış değilim “dedi. Bu esnada polis memuru geldi. Doktor’a “Yaralıların durumu nedir? “diye sordu. Doktor :
__Yaralı mı? Yaralı falan yok ki “diye yanıt verdi gayri ihtiyari olarak… Polis Memuru “Nasıl yani ! “dedi şaşkınlıkla; Doktor “Şaşırdınız değil mi ? bizde şaşırdık ama öyle yani, burunları dahi kanamadan kurtulmuşlar “dedi. Polis memuru “Hayret ya !araba kan gölü gibiydi nasıl olur “dedi. Doktor “Demek ki mucizeler gerçekleşebiliyormuş insan hayatında, neyse şu an genel bir kontrolden geçiriyoruz. Sizinle daha sonra görüşelim” dedi. Polis Memuru “Peki doktor “diyerek odadan çıktı. Doktor “Hemşire hanım, Doktor Turan beyi anons ettirebilir misiniz “diye seslendi. Hemşire “Hemen efendim “diyerek odadan çıktı. Kısa bir süre sonra anons yankılandı “Doktor Turan Ağaoğlu , Doktor Turan Ağaoğlu yoğun bakıma lütfen “…Doktor Turan koltuğundan hızla fırladı “ Ne var acaba ? “diyerek kendi kendine konuşarak yoğun bakıma indi. Yoğun bakım kapısını hızla açtı ve “Ne o Cemal bir şey mi var ?“diye sordu. Doktor Cemal :
__Merhaba, yaralıları bir görmeni istiyorum durumları biraz garip dedi. Doktor Turan “Nasıl garip? “diye sordu. Doktor Cemal:
__Paramparça olmuş arabadan üçü de burunları dahi kanamadan çıktılar. Üstelik araba kan gölü olduğu halde, nasıl oldu anlamadım bırakın beni kimse anlamadı dedi. Doktor Turan :
__Belki bir başkası daha vardı arabada ve belki o ağır yaralı idi.” diye tahmin yürüttü. Doktor Cemal :
__İmkansız bizim de aklımıza geldi, her taraf arandı ama maalesef kimseye rastlanmadı. “dedi. Doktor Turan :
__ Tamam orada ne olup bittiğinden başka garip olan ne var, yaralılar şu an iyi mi? diye sordu. Doktor Cemal, Tuncay’ı işaret ederek “Şu yaralının başına bakar mısın? “diye işaret etti. Doktor Turan “Ne var ki başında “dedi. Doktor Cemal “Sen bir bak sonra tartışırız”dedi. Beraberce Tuncay’ın yanına geldiler. Doktor Turan “Hastamız nasıl bakalım “diye takıldı. Tuncay tebessümle “İyiyim doktor “diye karşılık verdi. Bu konuşmalar devam ederken doktor Turan’da Tuncay’ın alnındaki yarayı inceliyordu. Cemal’e şaşkınlıkla bakarak “Bu ameliyat izi üstelik birkaç saat içerisinde olmuş “dedi. Sonra Tuncay’a dönerek “Delikanlı söyle bakalım sen ameliyat mı oldun? “diye sordu. Tuncay:
__ Hayır, ben okul maçında sakatlanan arkadaşımı ziyarete geliyordum başımıza bu kaza geldi diye karşılık verdi. Doktor biraz da hafızasının yerinde olup olmadığını anlamak maksadı ile devamlı soru soruyordu. “Adı ne bu arkadaşının “dedi. Tuncay “Faruk, adı Faruk ayağı kırılmıştı da “diye yanıt verdi. Doktor Turan “Ha evet hatırladım senden 2 saat kadar önce geldi ama maalesef ayağının durumu hiç de iyi değil üstelik sakat kalacak “dedi. Tuncay “aman Tanrım “diye feryat etti. Doktor Turan “Çocuk bu başındaki iz nasıl oldu hatırlıyor musun ?“diye sordu. Tuncay “Bilmem belki kaza esnasında olmuştur, çünkü daha önce yoktu “ diye karşılık verdi. Doktor Turan” İlgisi yok, hemşire hanım acilen beyin filmini istiyorum “diye seslendi. Hemşire “Tamam efendim “diye yanıt verdi. Tuncay’ın başına bir alet indirdiler. Teknisyen “Lütfen başınızı şöyle alın “dedi. Tuncay yanıt vermedi. Sadece başını teknisyenin söylediği yöne doğru çevirdi. Teknisyen tekrar “Bir de bu tarafa lütfen “dedi. Tuncay tekrar başını teknisyenin istediği yöne doğru çevirdi. Teknisyen “Tamam bitti teşekkür ederim”dedi. Tuncay “Ben teşekkür ederim “diye karşılık verdi. Doktor Turan “Filmleri hemen istiyorum “diye seslendi. Teknisyen “Anlaşıldı efendim”dedi. Doktor Turan “Evet sen biraz dinlen bakalım biraz da diğer yaralılara bakalım” dedi. Daha sonra Doktor Cemal ile birlikte Selçuk’un yanına doğru yürüdüler. Doktor Turan “Evet yakışıklı nasıl hissediyorsun kendini bakalım” dedi. Selçuk “Ben gayet iyiyim çıkmak istiyorum buradan “dedi. Doktor Turan:
__ Hemşire hanım çocuğun da beyin filmini istiyorum aynı zamanda ciğer filmlerini de istiyorum dedi. Hemşire “Peki doktor “diyerek elindeki kağıda not aldı. Sonra Doktor Cemal ve Turan Aslı’nın yanına geldiler. Doktor Turan “Nasılsın bakalım ablacığım” diye takıldı. Aslı “ İyiyim, yalnız belimde bir sızlama oluyor “ dedi. Doktor Turan :
__ Hemşire hanım küçük hanımında beyin, ciğer filmlerini istiyorum aynı zamanda kalçasından boynuna kadar bir film istiyorum dedi. Hemşire “Tamam doktor “diyerek tekrar not aldı. Sonra Cemal’e dönerek “Hastalarımız iyiye benziyor “dedi. Doktor Cemal “Evet haddinden fazla iyiler “dedi. Doktor Cemal:
__ Sen arabayı görseydin küçük dilini yutardın, diğer bir ilginçlikte aracın içi kan gölü olmasına rağmen hiç birinde ne iç kanama var nede dış kanama var şaştım kaldım dedi. Doktor Turan “ Evet hayret gerçekten hayret “dedi. Sonra “ Biraz dinlenelim gel sana bir kahve alayım “ dedi. Doktor Cemal “Olabilir tabii” diye karşılık verdi. Sonra “çok garip değil mi ?“diye sordu. Doktor Turan:
__ “Evet hele filmler gelsin bakalım daha ne göreceğiz diye karşılık verdi. Doktor Cemal:
__ O iz bence bir ameliyat izi, ve bu ameliyatı yapacak tek bir hastane var oda dünyanın öbür ucunda, oradan buraya bu ameliyatı geçirmiş biri bu kadar kısa sürede gelemez. Zaten orada da bu kadar mükemmel bir teknoloji yok, bu ameliyat daha üstün bir teknoloji ile yapılmış dedi .Doktor Turan “Haklısın “diye onayladı. Bu konuşmalar esnasında hemşire göründü. “Doktor, doktor bey “diye seslendi. Doktor Turan “Evet hemşire hanım “diye karşılık verdi. Hemşire filmleri göstererek “Filmler efendim” diye işaret etti. Doktor Turan “Teşekkürler Mine hanım” dedi. Daha sonra elindeki filmi havaya kaldırarak dikkatle baktı. Doktor Turan’ın şaşkınlığı daha da artmıştı. “İnanılmaz, imkansız bir şey bu” diye kendi kendine mırıldandı. Doktor Cemal’de iyice meraklanmıştı. “Ne var? “diye sordu. Doktor Turan “Beyin ameliyatı, hem de olağanüstü bir teknikle yapılmış “dedi. Doktor Cemal “Tahmin etmiştim “dedi. Doktor Turan “Tahmininden daha da öte, bu sistemle bir ameliyat dünyanın hiç bir yerinde yapılmıyor. Çok garip bir şey bu “dedi. Doktor Cemal “Evet zaten arabanın yanında da çok garip şeyler olmuştu” dedi. Doktor Turan “Ne gibi ?” diye sordu. Doktor Cemal “ İtfaiyecinin elindeki cihaz bir süre aracın içinde insan olmadığını tespit etti. Ama bir süre sonra aracın içinde insan olduğunu ikaz etti.” “yani “ diye araya girdi Doktor Turan, Doktor Cemal “Yani bir gariplik olduğu belliydi. Üstelik arabanın içi kan gölüne döndüğü halde yaralılarda hiç bir kanama belirtisi yoktu “ dedi. Doktor Turan:
__ Küçük hanımın filmlerine de bir bakalım dedi. Filmi havaya kaldırdı. “hımm, hımm beyin filmi normal, ciğer filmleri de , o da ne! çok ilginç, olağanüstü “diye mırıldandı. Doktor Cemal “Ne o ilginç olan ?“diye sordu. “Baksana “diyerek filmi ona uzattı. Doktor Cemal’in şaşkınlıktan ne diyeceğini şaşırmıştı. “Bu bu da ne! bu kızın beli kırılmış ve olağanüstü bir teknikle kaynatılmış “dedi. Doktor Turan “Haklısın, birde küçüğün filmlerine bakalım daha neler göreceğiz “dedi. Filmi havaya kaldırdı tekrar tekrar incelemeye başladı. “Şaşılacak şey! Şaşılacak şey bu, inanılmaz bir olayla karşı karşıyayız. “diye hayretle haykırdı. Doktor Cemal “Ne var yine daha fazlasını kalbim kaldıramayacak “dedi. Doktor Turan “Çocuğun ciğerlerinde biriken kan pıhtılaşmış ve bu pıhtı mükemmel bir şekilde temizlenmiş baksana şuradan açılan küçük deliği görüyor musun “diye filmin üstünde işaretlemeler yaptı. Doktor Cemal “Evet evet bu inanılmaz “diye hayret etti. Sonra “ Bu kadar gariplik fazla, ben de diyordum bu kanlar nereden geldi bu yaralılarda neden kanama belirtisi yok. işte ispatı! Mükemmel üç operasyon, bu operasyonları da bu dünyadan olmayanlar yaptı. Başka izahı yok tüm bunların “dedi. Doktor Turan “Çok film seyrediyorsun” diye güldü. Doktor Cemal ” Peki bu filmleri nasıl izah ediyorsun ?“diye sordu. Doktor Turan “İzahı yok, belki bu operasyonları çok önce ve bizim bilmediğimiz bir hastanede oldular kazadan dolayı da hatırlayamıyorlar “dedi. Doktor Cemal “ Bu anlattıklarına kendin de inanmıyorsun, eminim benim dediğim gibi oldu ama kimse görmeden nasıl götürüp getirdiler bilemiyorum “ dedi. Sonra “Onları incelemeliyiz , evet burada alı tutmalıyız ve incelemeliyiz. “dedi. Doktor Turan “Saçmalama onların sağlıkları çok iyi ve bu durumu kanıtlayacak bir delil de yok hem ne diyeceksin “şey pardon siz uzaylı mısınız” ya da “Pardon uzaylı dostlarınız var mı “ Lütfen mantıklı ol onları taburcu edeceğiz ve bu konu kapanacak “ dedi. Doktor Cemal” Yaptığımız araştırma neticesinde meşhur olabiliriz. Üstelik cerrahi bilgimizi artırabiliriz “dedi. Doktor Turan :
__ Doktorluk yemini etmiş birine yakışmıyor sözlerin ben meşhur olmak peşinde değilim. Cerrahi bilgiye gelince filmleri gördük bu da yeterli bize şimdi bu konu kapanıyor ve yaralıları taburcu ediyoruz tamam mı doktor Cemal kardeşim diye uyardı. Doktor Cemal “Anlaşıldı doktor “diye karşılık vererek Doktor Turan’ın yanından öfkeyle ayrıldı. Doktor Turan odaya doğru yaklaştı. Bir yandan yürüyor bir yandan da Doktor Cemal’e “Şuna bak böyle bir şeyi nasıl düşünebilir “ diye kendi kendine kızıyordu. Tuncay, Aslı ve Selçuk merakla doktorları bekliyorlardı. Doktor Turan içeriye girdi. Hemşireye “Hemşire hanım hastalarımız taburcu oluyor “dedi. Tuncay “Oh nihayet” dedi. Selçuk “Yaşasın !“diye haykırdı. Doktor Turan “Bakıyorum çok sevindin küçük “diye gülümsedi. Selçuk :
__Elbette amca, benim bir şeyim yok gidip ders çalışacağım arkadaşlar maç yapacağım. Ooo iş çok burada nasıl beklerim dedi. Doktor Turan “Aferin çalışkan öğrencisin demek” dedi. Sonra “Ben nöbetçi odasındayım giderken uğrayın hadi geçmiş olsun “diyerek odadan çıktı. Tuncay yataktan doğrulmuştu ki içeriye Murat girdi. “Oh çok şükür iyisiniz “diye sevindi. Tuncay sıkılgan bir tavırla “Murat dostum araban “dedi. Murat sözünü kesti . “Önemli değil dostum, siz iyisiniz ya “diye teselli etti. Tuncay Sağ ol dostum iyiyiz “diye yanıt verdi. Murat “ee nereye? “diye sordu. Tuncay “Taburcu oluyoruz “diye karşılık verdi. Murat şaşırmış halde “Ne taburcusu ya ! bu kazadan sonra hemen taburcu edilir mi? şaşırmış mı bu doktorlar, iç kanama falan vardır başka bir şey olur. Olmaz valla hiç olmazsa bu gece kalmanız gerek“diye hiddetle bağırdı. Tuncay “Sakin ol dostum her kontrol yapıldı. Biz çok iyiyiz “dedi. Murat ‘ın hiddeti geçmemişti. “ Böyle saçmalık olmaz ben doktorla görüşeceğim “diye bağırarak hızla dışarı çıktı. Tuncay arkasından “Murat, Murat gel buraya “diye bağırdıysa da fayda vermedi. Tuncay kendi kendine “Deli oğlan “diye mırıldandı. Murat kapıya vurdu içeri girdi. “Affedersiniz doktor bey “dedi. Doktor Turan “Evet bir şey mi var ?“diye sordu. Murat “şeyy! Ben Tuncay’ın arkadaşıyım öğrendim ki onları taburcu ediyormuşsunuz “ dedi. Doktor Turan “Evet hepside gayet iyi korkacak bir şey yok “diye karşılık verdi. Murat “Ama doktor bey bu kadar korkunç bir kazanın ardından onları hemen taburcu etmeniz doğru mu? hiç olmazsa bu gece kalsalardı. “dedi. Doktor Turan “Bütün kontroller yapıldı korkacak bir durum yok” durakladı. “yalnııız “ Murat “Evet yalnız “diye araya girdi. Doktor Turan “Tuncay’ı ne kadardır tanıyorsunuz “diye sordu. Murat “Doğduğumuzdan beri arkadaşız “dedi. Doktor Turan “İlginç, peki arkadaşınız hiç beyin ameliyatı oldu mu? “diye sordu. Murat “ Hayır olmadı. Doktor bey bir şey mi var? ” dedi. Doktor Turan “Bakın garip bir durumla karşı karşıyayız. Araba kan gölü olmasına rağmen hiçbirin de kanama belirtisi yok, en önemli side filmler, hepside mükemmel bir operasyon geçirmiş ve hepside belki de ölümden dönmüşler “diyerek bütün olanları anlattı. Sonra “İşte böyle …onun içindir ki onları yalnız bırakmayın “diyerek sustu. Murat “Çok ilginç, tamam doktor bey siz merak etmeyin iyi günler “diyerek odadan çıktı. Bu arada Tuncay “Nerede kaldı bu “ diye mırıldanıyordu. Bu esnada Murat içeri girdi. Tuncay “Az daha gelmese idin gidiyordum “dedi. Murat “Hadi dostum gidiyoruz “dedi. Tuncay “Ben söylemiştim sana “dedi. Sonra “Murat! “diye seslendi. Murat “Bir şey mi var dostum “diye yanıt verdi. Tuncay “Faruk’a uğrayalım gitmeden “dedi. Murat “Bırak Faruk’u falan, zaten onun yüzünden kaza geçirmedin mi sen “dedi. Tuncay “Olabilir, O da benim yüzümden sakat kaldı “dedi. Murat şaşırmıştı. “Sakat mı ! “dedi. Tuncay “Evet sakat kalacak doktor söyledi “dedi. Murat üzülmüştü. “yaa ! üzüldüm doğrusu, hadi çıkıp ziyaret edelim “dedi. Yavaş yavaş yukarı çıktılar. Yukarı çıkarken Murat “Dilerim öyle ciddi bir şey yoktur “dedi. Tuncay “İnşallah ama sanırım ciddi imiş “diye karşılık verdi. Danışmaya yaklaştılar. Murat, danışmadaki bayana “Pardon “dedi. Görevli “evet “diye karşılık verdi. Murat “Biz bir arkadaşımızı görecektik, ismi Faruk “dedi. Görevli bayan eline listeyi aldı. “Bir saniye lütfen “dedi. Sonra “14 numara efendim hemen karşı oda “dedi. Murat ve Tuncay ikisi birden “Teşekkür ederiz “diyerek odaya doğru yürüdüler. Tuncay “Çocuklar siz dışarıda bekleyin “dedi. İkisi de “Tamam dayı “diye karşılık verdi. Murat kapıya vurdu. İçeriden “geel “diye bir ses yükseldi. Bu Faruk’un sesiydi. Kapıyı açtılar içeri girdiler. Faruk onları görür görmez deliye döndü. “Siz, siz ha! hangi hakla geldiniz buraya, sizi mahvedeceğim. Defoluun “diye haykırdı. Tuncay “Faruk, bak dinle, sen de biliyorsun ki kasti bir şey yoktu. zemin çok kaygandı “dedi. Faruk iyice sinirlenmişti. “Bana bakın çabuk terk edin burayı yoksa polis çağıracağım “diye bağırdı. Murat “Hadi gidelim “diyerek Tuncay’ın kolundan çekiştirdi. Tuncay gerçekten üzgündü. “Faruk üzgünüm “dedi. Mahcup bir şekilde… Faruk tekrar “Def olun “diye haykırdı. Dışarı çıktılar. Tuncay çok üzgündü. Selçuk “Dayıcığım sen üzülme senin bir kabahatin yok hem bak ziyarete gelirken kaza bile geçirdik”dedi. Murat Eevet dostum hadi toparla kendini” diye moral verdi. Sonra “Hemen eve gidip dinlenmeniz gerek “dedi. Tuncay “Haklısın çocuklar da yorgun “diye karşılık verdi. Selçuk “Ben yorgun falan değilim gidip top oynayacağım “dedi. Tuncay “Bugün olmaz ufaklık bak neredeyse ölümden döndük” diye itiraz etti. Aslı “Aman dayı gitsin oynasın, şimdi evde çenesinden durulmaz “diye takıldı. Selçuk “Ben senin gibi çenesi düşük değilim “diye karşılık verdi. Tuncay “Çocuklar bırakın birbirinizle uğraşmayı” diye uyardı. İkisi de başını yere eğdi. Hastaneden dışarı çıktılar. Murat “taksi “diye seslendi. Taksi önlerine durdu. Hepsi birden bindiler. Taksici “Nereye gidiyoruz?” diye sordu. Murat “ Yükselen mahallesi Arın sokak “diye yanıt verdi. Taksi hızla ilerliyordu. Selçuk “Dayıcığım “ diye seslendi. Tuncay “Yine ne var ufaklık “dedi. Selçuk “Şeyy “diye ürkek ürkek baktı. Aslı “Aman dayı ,yine kim bilir ne saçmalayacak “dedi. Selçuk “Saçma sensin “diye kızdı. Tuncay “çocuklar lütfen diye uyardı. Sonra “Hadi söyle bakalım ne oldu “diye sordu. Selçuk “Söylemiyorum işte “dedi. Murat “Çocuğu küstürdünüz bak “diye güldü. Tuncay “Hadi hadi söyle “diye ısrar etti. Selçuk zaten hazırdı hemen atıldı. “Hani biz baygındık ya işte o zaman çok garip bir rüya gördüm “dedi. Tuncay “ eee anlat bakalım “dedi. Murat ne gördün bakayım “diye sordu. Selçuk “ Rüyamda, biz kaza geçirdikten sonra bizi alıp uzaya götürmüşler. Hem de kim biliyor musun? Senin çocukların ve Murat amca, orada bizi ameliyat edip tedavi ettikten sonra geri getirmişler “dedi. Murat’ın kafasında şimşekler çakmıştı. Doktorun sözleri aklına geldi bir an, kendi kendine “Doktor yoksa doğru mu söylüyordu “diye mırıldandı. Sonra doktorun sözleri şöyle bir kafasından geçti. “Çok garip, araba kan gölü ama kanama belirtisi yok ve en önemlisi filmler üçü de mükemmel operasyonlar geçirmiş ve neredeyse ölümden dönmüşler “ Sonra “ Tuncay, Aslı siz de böyle bir rüya gördünüz mü “diye sordu. İkisi birden “yoo “diye karşılık verdi. Eve gelmişlerdi. Murat “evet, gidip bir güzel dinlenin bir durum olursa da beni arayın “dedi. Tuncay “Sağ ol dostum görüşürüz “dedi. Murat, taksiciye “Devam lütfen, sakız caddesine“dedi. Taksici “peki “diye karşılık verdi. Murat yolda giderken düşüncelere daldı. ”Arabayı gördüm. Kan gölü idi. İtfaiyeciler ve oradaki kazayı görenler şaşkındılar. Çünkü cihazları her nedense arabanın içinde insan yok demişti. Ama birkaç dakika sonra cihaz insan var sinyali veriyordu. Bu da yetmemiş gibi doktor üçünün de birileri tarafından olağanüstü bir teknoloji ile tedavi olduklarını söyledi. Ve sonra da Selçuk’un rüyası … Bir gariplik var, gerçekten olabilir mi? Hepside bir şekilde araçtan yok olup, uzaylılar ya da başka birileri tarafından tedavi edilip geri gönderilebilir mi? Ama kim, neden?….
4.BÖLÜMÜN SONU