sevdam yıldızlar 2. bölüm
2.BÖLÜM
1.Bölüm Özeti
Tuncay, arkadaşları ile birlikte Teknoloji ve Astronomi Üniversitesi’nin 2169-2170 açılış törenlerine giderler, törende Müdür “ dünyanın büyük bir savaştan çıktığını, Bu savaşlarla insanlığın ve dünyanın çok zarar gördüğünü belirtir ,teknolojinin insanlığın yararına kullanılması gerektiğinin üstünde durur” Tören bitiminde Çiğdem, herkese Tuncay’ın evleneceğini söyler. Murat O’na “ Bu evliliğin çok erken olduğunu, annesiyle ya da nişanlısıyla bu durumu konuşması gerektiğini, kendisinin mutluluğuyla annesinin de mutlu olacağını anlatır “ Tuncay da Deniz ile konuşmaya karar verir. Eve geldiğinde bu konuyu Deniz’e açar, Deniz de Tuncay’a annesiyle konuşacağını söyler. Deniz, Şennur hanıma bu evliliği istemediğini belirtse de, Şennur hanım konuşmaları duyduğunu ve Oğluna bu konuda hak verdiğini, bu evliliğin olmayacağını Tuncay’ a müjdelemesini, Deniz’den rica eder. Deniz, Tuncay’ın yanına giderek “annenle konuştum ve çok üzüldü. O’na hakkımı helal etmem dedi” şeklinde açıklama yapar. Tuncay bundan sonra ne yapması gerektiğini düşünürken Deniz’in kendisini şaşırtan gülmesiyle karşılaşır.
2.BÖLÜM
Deniz gülmeye devam etti. Tuncay “ Deniz,Deniz iyi misin “diyerek omzundan sarstı. Deniz’in gülmesi yavaşladı sonrada tamamen kesildi. Tuncay’a dönerek “Annen hakkımı helal etmem dedi ama seninle evlenirse, uzaya gidemezse hakkımı helal etmem dedi. anlaşıldı mı ? “ dedi. Tuncay “Ne diyorsun gerçek mi? sen harikasın Deniz “diyerek sevindi. Deniz biraz kırgın bir şekilde “evet ben harikayım. Neyse ben gideyim de artık bizimkilere de söyleyeyim bu evliliğin olmayacağını “dedi. Tuncay “geç oldu ben götüreyim. “diye teklif etti. Deniz “ev yakın ben giderim.” Tuncay “teşekkürler Deniz sen çok iyi bir kızsın “dedi. Deniz kapıyı açtı .biraz üzgündü aslında ama yapacak bir şey de yoktu. “iyi geceler Tuncay “diyerek evden ayrıldı. Tuncay “iyi geceler “diyerek arkasından baka kaldı. Bir süre sonra kapıyı kapatarak annesinin yanına geldi. Şennur hanım “Gel bakalım yaramaz çocuk “diye takıldı. Tuncay başını eğerek “yaramaz mıyım gerçekten “ diye sitem etti annesine… Şennur hanım “ Ne yalan söyleyeyim, değilsin. Beni hiç üzmedin, okulunu da bitiriyorsun daha ne isteyim ki ; her anne gibi bende seni evlendirip mutlu olmanı istedim. ama olmadı hayırlısı, hayattaki başarıların ve senin mutluluğun benim mutluluğumdur bunu unutma dilerim kalbine göre gelişir her şey”…
Tuncay duygulanmıştı. “sağ ol anne “ diyebildi. Şennur hanım “Şu yastığı biraz geri alabilir misin oğlum “ dedi. Tuncay “tamam anne alıyorum” diyerek yastığı geriye doğru çekti. Bu esnada Şennur hanımın yana düşen başı Tuncay’ı korkuttu. “anne anne anneeee “ diye bağırdı. Şennur hanımdan ses yoktu. Tuncay telefona koştu. “aloo aloo acilen ambulans istiyorum adres Yükselen Mahallesi Arın sokak 25/4 Beşiktaş lütfen çabuk olun “diyerek telefonu kapattı. Tuncay’ın bu feryadına Aslı ve Selçuk uyandı .Onlar da olanlar karşısında hıçkırıklara boğuldu “anneanne anneciğim “diye ağlıyorlardı. Bir süre sonra kapı çaldı ambulans ve doktor gelmişti. Tuncay “doktor, doktor ne olur kurtarın annemi “diye yalvardı. Doktor “sakin olun lütfen “diye karşılık verdi. Sonra “siz dışarıda bekleyin “ dedi. Tuncay “olmaz ben geleceğim” diye ısrar etti. Doktor fazla üstelemedi.”tamam, yalnız çocuklar dışarıda kalsınlar “dedi. Aslı “anneannemi göreceğim “diye ağlıyordu. Selçuk “kurtarın, kurtarın anneannemi “diye yalvarıyordu. Doktor Şennur hanımın koluna bir alet taktı. Nabzı atmıyordu. Nefeste almıyordu. Şennur hanım ölmüştü. Doktor “lütfen sakin olun anneniz mi oluyor? “diye sordu. Tuncay ağlamaklı “evet “diye cevap verdi. Doktor “maalesef O’ nu kaybettik, üzgünüm “dedi. Tuncay yıkılmıştı adeta “annneeeeee” diye bağırdı. “Doktor “hemşire hanım “diye seslendi. Hemşire “evet doktor “ doktor “hasta yakınlarına sakinleştirici yapın “dedi. Hemşire “tamam efendim “ diyerek odadan ayrıldı. Aslı ve selcuk boşluktan faydalanıp içeri koşarak geldiler. Her ikisi de “anne anne “diyerek Şennur hanımın yanına koştular. Tuncay kendi acısını unutmuştu. Aslı ve Selçuk’un yanına geldi. ikisine de sarılıp “sakin olun çocuklar susun lütfen “diyerek teselli etmeye çalışıyordu.
Üç gün sonra ;
Murat :
__ Tuncay toparla kendini, bak şu yeğenlerin için, geleceğin için, geleceğimiz için, ve en önemlisi annen için toparla kendini. Bu söz onu uyandırdı.”annem için “ diye mırıldandı .sonra Murat’ a dönerek “evet annem için toparlamalıyım “dedi. Murat “ha şöyle kendine gel bakayım. Sırası değil ama senin evlilik işi ne oldu ? “diye sordu. Tuncay “Annem ölmeden az evvel Deniz ile konuştuk O’da annemle; annem gerçi biz konuşurken duymuş konuştuklarımızı ama sonra da haklı olduğumu ve hayallerimi gerçekleştirmem gerektiğini söyledi.” Murat “yani “diye sordu. Tuncay “ yani, yıldızlar bizi bekliyor “dedi. Murat :
__ sana söylemiştim senin mutluluğun annenin mutluluğu olacaktır diye demek ki haklıymışım dedi .Tuncay “ evet dostum haklıymışsın bu sorunu herkesin mutlu olacağı şekilde çözdüğüme inan çok seviniyorum aksi halde hep bu sorun karşımda olacaktı “diye karşılık verdi. Murat :
__ Ha sahi yarın okul turnuvası var, sana ihtiyacımız olacak. Toparlan kadroya gir tamam mı ? dedi. Tuncay” Tamam Murat merak etme sen” diye cevap verdi. Selçuk:
__ Dayı ben de gelebilir miyim? diye sordu. Tuncay :
__ Elbette. Aslı sende gelmek ister misin ? dedi. Aslı: “isterim tabi ki “diye karşılık verdi. Murat “pekala, önce yemeğe gidelim sonra da gidip dinlenelim anlaştık mı ?“diye sordu. Hepsi birden “anlaştık” diye bağırdılar.
Büyük gün geldi. Takımlar sahaya çıkmaya hazırlanıyorlardı. Koridorda iki takım oyuncuları karşılaştı. Tekno-elektro takımının kaptanı “haydi çocuklar gösterin kendinizi, ezin geçin, mahvedin bunları “diye bağırıyordu. Murat bu duruma öfkelendi.
__ Ne o kaptan savaşa mı gidiyoruz, altı üstü bir maç yapacağız spor barıştır unutma bunu dedi. Rakip takım kaptanı Faruk:
__ Bırak palavrayı hanım evladı sahada görüşürüz diye bağırdı. Murat “sensin hanım evladı “ diye karşılık verdi. Bu arada Tuncay araya girdi. “Arkadaşlar ne oluyor hiç yakışmıyor size “diye ikisini de uyardı. Faruk “sana mı soracağız yakışanı “diye bağırdı. Murat iyice öfkelenmişti. “ şimdi ben senin “diye Faruk’un üstüne atıldı. Tuncay “Murat, Murat sakin ol uzatma “diyerek Murat’ı tuttu. Sonra Faruk’a dönerek:
__ Kaptan, burada savaşa çıkmıyoruz iki takımdan biri kazanacak diğeri kaybedecek, kazanan sizde olabilirsiniz bizde olabiliriz. Ama bu okulda hepimiz kardeşiz, sonra okul takımında da beraberiz yakışmıyor bu davranışlar, gelin bakalım verin ikinizde elinizi “dedi. Faruk “ee kes sesini “diyerek oradan uzaklaştı. Her iki takımda gergin bir şekilde sahaya çıktı. Taraftarlar çılgınca takımlarını destekliyorlardı. “en büyük elktro, en büyük elektro “ astro , astro “ ve hakem düdüğü çaldı. “düüt” çılgınca tezahürat devam ediyordu. Maçı üniversite radyosu da yayınlıyordu.
“Evet sayın dinleyiciler, burası Radyo TA, Spikeriniz Erol Yaslı, üniversite bünyesinde düzenlenen futbol karşılaşmasının yayınına başlıyoruz. Her yıl olduğu gibi bu yılda yine finalde elktro, astro takımları karşılaşıyor. Dileriz bu sene de centilmenlik içinde geçer karşılaşma; yalnız maç başlayalı birkaç dakika olmasına rağmen futbolcular birbirlerine çok sert giriyorlar. Evet top şu anda Astro takımından Murat’ta, Murat’ ı karşılayan Faruk, Murat sıyrıldı oo çok sert bir hareket Faruk’tan hakem sarı kartını gösteriyor eh ama hak etti yani Murat “dikkat etsene” diye bağırıyor Faruk döndü gitti. Serbest vuruşu Tuncay kullandı. Ali, Ali’den Anıl’a Anıl’dan mehmet’e Mehmet vuruyor ve top kaleci Sedat’ta kalıyor. Sedat Faruk’ a verdi. Faruk’tan şık hareketler Tuncay karşıladı oo Faruk yerde oo aman Tanrım inanamıyorum Faruk’un ayağı kırıldı. Şansız bir an sayın dinleyenler kasti, bir hareket yoktu aslında ama zeminin kaygan olması Tuncay’ın dengesini bozdu.
__ Seni mahvedeceğim. Tuncay sen bittin.
__ Özür dilerim isteyerek olmadı. Faruk gerçekten isteyerek yapmadım ayağım kaydı.
__ Bunun acısını çekeceksiniz. Sende, Murat’ta
Evet sayın dinleyiciler Faruk ambulansla acil olarak hastaneye kaldırıldı. Faruk’un yerine Caner giriyor .İlk yarıda son anlar ve hakem ilk yarıyı bitiriyor. Tuncay koşarak antrenörün yanına geldi.
__Abi beni çıkar çok kötü durumdayım o anı hiç unutmayacağım ne olur çıkar beni dedi. Antrenör:
__ Senin bir suçun yok toparla kendini diye teselli etti. Tuncay :
__ Abi yapamam çıkar beni lütfen diye ısrar etti. Antrenör çaresiz “tamam çık “dedi. Sonra “Yılmaz, sen gir Tuncay’ın yerine “diye seslendi. Yılmaz “tamamdır abi “diye cevap verdi. Tuncay hızla soyunma odasına doğru koştu. Dayısının çıktığını gören Selçuk” abla dayım oyundan çıkıyor soyunma odasına gidelim hemen “dedi. Aslı “hadi koş “diye bağırdı. Tuncay soyunma odasında ki görevliye “ben hastaneye Faruk’un yanına gidiyorum Murat’a söyle arabayı alıyorum “dedi. Görevli “söylerim abi merak etme sen “diye cevap verdi. Bu arada Aslı ve Selçuk odaya geldiler. Aslı “dayı bir yere mi gidiyorsun? “diye sordu. Tuncay “Faruk ‘un yanına hastaneye gidiyorum “dedi. Selçuk “biz de gelebilir miyiz? “diye sordu. Tuncay “gelin ama yaramazlık falan istemiyorum zaten canım sıkkın “diye uyardı. Aslı “merak etme dayı “dedi. Hep birlikte oto parka doğru koştular. Bu esnada maçın ikinci yarısı başladı. Spiker:
__ Sayın dinleyiciler karşılaşmanın ikinci yarısı başladı. Kadrolara bakıyorum ve Astro takımında Tuncay’ı göremiyorum. Evet top şu anda Astro takımından Murat’ta Murat’tan Anıl’a ,Anıl’dan Sedat’a Sedat bir ara pası Murat, Murat vuruyor top az farkla dışarı çıkıyor.
Tuncay “inşallah çok fazla bir kırık yoktur .Aman Tanrım nasıl kırıldı öyle gözlerimin önünden hiç gitmiyor” diye mırıldandı. Aslı :
__ Dayı senin bir kabahatin yoktu ki zemin zaten kaygandı. diye teselli etmeye çalıştı. Tuncay :
__ Daha dikkatli olabilirdim dedi.
Spiker:
__ Maçta 89. dakika top astro takımında Murat ilerliyor bir çalım bir çalım daha kaptırıyor İlhan İlhan uzaktan vuruyor ve mükemmel bir gol sayın dinleyenler harika vurdu İlhan artık son anlar müthiş final müthiş bitiyor. hakem maçı bitiriyor ve karşılaşmayı Elektro takımı kazanıyor. Radyo TA dan yayınımız burada sona eriyor esenlikler diliyorum. Derslerinize çok çalışın ha ….
Tuncay arabayı öyle hızlı kullanıyordu ki Aslı “dayı biraz yavaş olabilir misin “dedi. Tuncay duymadı bile fakat tam bu esnada Tuncay “direksiyon, direksiyon dönmüyor. aaahhhhhhh “ araba şarampole yuvarlanmış paramparça olmuştu. Tuncay ve çocuklar ağır yaralandılar. Tuncay gözünü açtı ve “siz siz kimsiniz “diyebildi yaralarının verdiği acıyla .. İçlerinden biri:
__ lütfen susun ve elimizi tutun dedi. Tuncay bayıldığından Onu duymamıştı. Sonra üçünün de ellerinden tuttular. Kız olanı “Hazır mısın Cengiz? “diye sordu. “Evet Şennur abla “diye cevap verdi Cengiz; Ardından Şennur kolundaki saatin düğmesine bastı ve bir anda ortadan kayboldular. Bir süre sonra parlak ışıklı bir mekanda gözüktüler. Orada bekleyenlerden biri “Çabuk acele edin tıbbi merkeze alalım “dedi. Oradakiler acele ile tıbbi merkeze götürdüler. Merkezdeki görevli bayanlardan biri duvardaki monitöre bastı. Ekranda bir adam gözüktü. O’na “Doktor Selim, Kaptan, Aslı ve Selçuk geldi. sizi bekliyoruz.“ dedi. Doktor Selim “Geliyorum Hemşire Nazan “diyerek ekranı kapattı. Birkaç dakika sonra kapı açıldı. Doktor Selim içeri girdi. Yaralıların yanına gelirken bir yandan da hemşireye sesleniyordu. “ultra xc yi getirin çabuk “ buyrun doktor “diyerek elindeki aleti uzattı doktor Selim’e … Doktor Selim elindeki cihazı Tuncay’ın vücudunda ve kafasında gezdirdi. Cihaz çok garip bir ses çıkarıyordu. Doktor Selim Heyecanla “ZTR’yi indirin “diye bağırdı. O an yukarıdan bir alet indi. Tuncay’ın başına takıldı. “3 dakika cihaz kalsın beyin fonksiyonları tehlikede “diye uyardı doktor Selim, Hemşire “anlaşıldı doktor “diye karşılık verdi. Doktor Selim Aslı’nın yanına geldi Hemşire’ye dönerek “ Hemşire hanım ultra xc ‘yi verir misiniz “dedi. Hemşire cihazı uzattı. Doktor Selim “teşekkürler “diyerek Tuncay’da yaptığı işlemin aynısını Aslı’ya da uyguladı. Hemşire’ye “YXN’i bağlayın omurilik kötü yara almış onu yüzüstü yatırın “dedi. Hemşire doktorun söylediklerini yaparken doktor, Selçuk’un yanına geldi. “ultra xc lütfen “dedi. Hemşire cihazı tekrar uzattı. Doktor Tuncay ve Aslı’ da yaptığı işlemin aynısını Selçuk’ta da uyguladı. Cihaz yine garip sesler çıkarıyordu. Doktor Selim:
__ Oksijen, oksijeni bağlayın nefes almakta zorluk çekiyor bir iç kanama söz konusu ciğerleri berbat durumda derhal ART’yi bağlayın 30 dakika çalışsın diye bağırdı. Hemşire “anlaşıldı doktor “dedi. Doktor Selim Tuncay’ın yanına geldi “Kaptandan ZTR yi çıkarın,güzel bir operasyon Kaptan kurtuldu arkadaşlar “dedi. Hemşire “Doktor Selim Aslı’ya bağladığımız YXN’yi çıkarıyorum.”dedi. Doktor “süre doldu çıkarın bana da ultra xc ‘yi getirin “dedi. Hemşire “anlaşıldı doktor “diye karşılık verdi. Doktor cihazı Aslı’nın vücudunda tekrar gezdirdi. kendi kendine “harika “dedi. Hemşire’ye dönerek “Nazan hanım “Kaptan ve Aslı’yı yan odaya alalım tehlikeyi atlattılar. Selçuk biraz daha burada kalacak “dedi. Hemşire “peki doktor “ doktor Selim onu duymadı bile “ben çıkıyorum diyerek “kapıya doğru yürüdü Tam bu esnada kapı açıldı. İçeri giren adam “Nereye doktor “diye sordu. Doktor Selim “ Ben de sizin yanınıza geliyordum kaptan “diye cevap verdi. Aynı adam “kaptan ve diğerleri nasıl? “diye sordu. Doktor Selim:
__ Kaptan ve Aslı tehlikeyi atlattı ikisi de iyi durumda yalnız Selçuk yoğun bakımda diye karşılık verdi. Kaptan “onları görebilir miyim? “ diye sordu. Doktor Selim:
__ Şu anda uyuyorlar 1 saat kadar sonra görebilirsiniz hepimize geçmiş olsun Kaptan, aksi bir durum hepimizin sonu olabilirdi dedi. Kaptan:
__ Haklısın Selim neyse ben yukarı çıkıyorum siz beni haberdar edersiniz uyandıklarında “dedi. Doktor Selim “anlaşıldı Kaptan “diye karşılık verdi. Bu esnada arabanın yanı ana baba günü gibi olmuştu. Her kafadan bir ses çıkıyordu.
__ Aman Tanrım ne kazaydı.
__ Evet evet ben de gördüm
__ İçindekiler herhalde ölmüştür.
__ Yaşasalar mucize olur herhalde baksana arabanın içi bile gözükmüyor
__ Evet haklısın araba paramparça mutlaka ezilmişlerdir.
__ Ambulans geldi şimdi anlarız.
__ Çekilin, çekilin açın şu yolu hemşire şu anda müdahale yapamayız itfaiye gelsin yaralıları çıkarsınlar bekleyelim. Hemşire :
__İtfaiye geliyor doktor bey Doktor:
__ Güzeel açılın beyler görevliler geçsin diye seslendi. İtfaiye eri:
__ Amirim, elektro monitörü getirdim dedi. Amir “araca bağla “diye ikaz etti. İtfaiye eri “Anlaşıldı amirim “diye seslendi. Sonra elindeki aleti aracın üstünde gezdirmeye başladı. Hayretle:
__Amirim bu alet arızalı herhalde içeride kimse gözükmüyor dedi .Amir:
__ Saçmalama iyi bak yeniden dene diye uyardı. İtfaiye eri :
__ Amirim kimse yok burada diye tekrar seslendi. Amir öfkelendi. “ver şunu bana “diyerek elinden hızla çekti aleti. Cihazı aracın üstünde tekrar tekrar gezdirdi. Hayretle “şaşılacak şey bu inanılacak gibi değil nerede bu adamlar ya “diye mırıldandı. İtfaiye eri :
__ Amirim kaza olmadan atlamış olmasınlar diye sordu. Amir “olabilir etrafı arayın “dedi. Vatandaşlardan biri:
__ Yok yok ben kazayı gördüm atlayan olmadı hem olsa bile hepsinin birden atlaması imkansız “dedi. Bir başkası:
__evet evet ben de gördüm dedi. Amir:
__ Uçmadı ya canım bu adamlar o zaman. dedi.
Tuncay gözlerini açtı .Şaşkın şaşkın etrafına baktı. “herhalde öldüm “diye düşündü. “annemde burada mıdır, ya babam, babamı da görürüm herhalde “ diye mırıldandı. İçeri hemşire girdi. “uyandınız mı kaptan? “diye sordu. Tuncay etrafa baktı kendisinden başka kimseyi göremiyordu. “bana mı söylediniz “dedi. Hemşire “evet kaptan size söylüyorum kendinizi nasıl hissediyorsunuz “dedi. Tuncay “yorgunum ve biraz başım ağrıyor “diye karşılık verdi. Sonra “neredeyim ben “diye sordu. Hemşire:
__ Biraz sabredin kaptan Murat size her şeyi açıklayacak dedi. Tuncay “kaptan Murat mı O da kim “diye sordu. Hemşire tekrar “biraz sabredin lütfen “dedi. Sonra monitörün karşısına geçerek monitörün üstündeki tuşlara bastı. Ekranda Doktor Selim belirdi. “evet Nazan hanım bir durum mu var? “diye sordu. Hemşire “Doktor Selim, Kaptan uyandı “dedi. Doktor Selim “anlaşıldı hemen geliyorum “diyerek ekranı kapattı. Tuncay “uzay filmlerinden daha güzel burası “diye kendi kendine mırıldandı. Hemşire “Bir şey mi söylediniz kaptan “diye sordu. Tuncay “burası neresi “diye yeniden sordu .Hemşire “kaptan çok acelecisiniz doğrusu “diye gülümsedi. Bu arada kapı açıldı. İçeriye Doktor Selim girdi. Tebessümle “Kaptan nasılsınız bakalım?” diye sordu. Tuncay:
__ Kaptan mı ? herkes bana neden kaptan diyor söyler misiniz ? diye sorusuna soru ile karşılık verdi. Doktor Selim “tabii ya “diye unuttuğunu hatırladı bir an …Tuncay’ın sorusuna yanıt vermedi. Kolundaki saati ağzına yaklaştırdı.” Kaptan, Tuncay kaptan kendine geldi.” dedi. “geliyorum “diye bir ses geldi saatten. Tuncay :
__Birileri bana bir şey söyler mi? burası neresi? bana neden kaptan diyorsunuz ? diye bağırdı. Doktor Selim:
__ Sakin olun lütfen az sonra her şeyi öğreneceksiniz “dedi. bu esnada kapı açıldı. İçeri giren adam “Sakin ol dostum bu ne hiddet “diye bağırdı. Tuncay az daha küçük dilini yutacaktı.”Muraaaat “diye haykırdı.
2. BÖLÜMÜN SONU