Hayata ilk adım attığım gün Hatırlamıyorum Dallarıma, gövdeme bakıp siz söyleyin Siz tahmin edin kaç yaşındayım O kadar yorgun o kadar yaşlıyım ki Gölgeme gelenler, uzaktan bakıp tahmin edenler var Kimi elli diyor Kimi yetmiş Kimi si “ Bu ağaca Atatürk yaslandı” diyor Ne gurur verici Ben mağrur koca bir çınarım Göğe doğru yükselen Göklere sevdalı bir çınarım Onca yıl geçti aradan Kimler geldi kimler geçti Kimi gölgemde serinledi Kimi gölgemde demli bir çay içti Kimisi sırtını yasladı yorgunluğunu attı Yorgun gövdemde Nice kuşlara annelik yaptım Korudum kolladım Torunlarım oldu sayısını bilmem kaç tane Yorgun bedenim yorgun ruhum benim Ama ben mağrur koca bir çınarım Bilmesin kimse yorgun olduğumu Bilmesin kimse Niceleri geldi geçti buradan Her gelen parmakla gösterdi Bak hele şu koca çınara diye Ben nasıl derim Ben yorgunum ben ölüyorum diye Ben nasıl derim hayata meydan okuyan bedenim Artık ölüyor diye Yağmurlara, fırtınalara yıllara göğüs gerdim Hüzünleri güzellikleri mutlulukları yaşadım Hep beraber yaşadık Kimler geldi kimler geçti buradan Kimi bedenimi suladı Kimi dallarımı budadı Gölgemde dinlendirdim Mis kokulu çaylarını içerek Ama sonbaharlarda yordum Belki bıktırdım insanları Yapraklarım düştükçe kimisi kızdı Bitmedi şu kocamış ağacın yaprakları Kurusa da kurtulsak diyen de oldu Üzülmedim kırılmadım Haklıydılar Ama insan kocayınca çocuk gibi oluyor işte Anlayın Bana bak ya İnsan kocayınca çocuk gibi oluyor diyorum İnsanmışım gibi Ama ben onlarla yaşadım Ben onlar için varım zaten onlarla varım Ben koca bir çınarım Mağrur koca bir çınar Gölgemde model uçurdu çocuklar Yoruldular yaslandılar Havacılığı sevdiler bu bahçede Ben onlarla şarkılar söyledim Duymadılar tabii Öğretmenleri özveriyle eğitti onları Öğretmenleri hep gölgemdeydiler zaten Onlar eğitti sonra bir baktım sesler Kafamı kaldırdım uçaklar uçuyor Burada bu bahçede yetişen çocukların kullandığı Paraşütle atlayan çocuklara baktım Aman dikkat dedim duymadılar tabii Kucak açtım inseler de kucaklasam diye Görmediler tabii Planör yamaç microlight uçtu havada Başımı kaldırdım uzun uzun seyretim Çocuklarımı… Onlar benim çocuklarım Gövdeme yaslanan, dinlenen Bu bahçede yetişen çocuklar onlar Balonları şişirdiler El salladım Görmediler tabii Onlar sohbet etti bende onlarla Anlamadılar tabii Yanı başımda koca bir armut bir kayısı onlarda çok günler geçirdi Benim kadar olmasa da Akşam olunca onlarla sohbet ediyoruz Onlarla dertleşiyoruz Ben onların da çocukluklarını bilirim. Ben koca magrur bir çınarım Yıllara meydan okuyan Ama artık yoruldum Kocadım İçimi kurtlar kemirdi Ama ben çok mutluyum Şimdi daha çok çocuk gölgemde gölgeleniyor Şimdi daha çok çocuk çaylarını yudumluyor Şimdi daha çok çocuk sırtını yaslıyor yorgun gövdeme Ama güzel çocuklara bir küçük sitemim var Gölgemde sigara içen çocuklara İçmeyin etmeyin eylemeyin.. Gövdeme yaslanıp sigara içen Nice ablalar ağabeyler hayatta değiller şimdi… Ben THK bahçesinde ulu bir çınarım Ama artık yoruldum kocadım İçimi kurtlar yiyor Ama ben koca bir çınarım magrur koca bir çınar nasıl söylerim ölüyorum diye yalnız siz bilin dostlarım asla unutmayacağım bu güzel bahçeyi bu güzel bahçede bu çocukları yetiştiren göklere sevdalı öğretmenleri onların yetişdirdiği çocukları asla unutmayacağım sizleri. toprağıma su veren dallarımı budayan sonbaharda yapraklarımı toplayan o güzel insanları da unutmam mümkün değil yordum sizi üzdüm sizi helal olsun hakkınız bana ben THK bahçesinde koca bir çınarım magrur bir çınar umarım sizde unutmazsınız beni hep uzaklarda sizlerin üzerinizde olacak gözüm ve hepinize son sözüm göklere sevdalı mühendisler göklere sevdalı pilotlar geliyor göklere sevdalı öğretmenlerin yetişdirdiği ben THK bahçesinde koca bir çınarım göklere sevdalı mağrur bir çınarım…